-
Hürriyet’in genel yayın yönetmeni dün 45-60 yaş kadınları hakkından yazdığım yazıyı “görmüş” ve benim için de şu teşhisi koymuş:
-
“Bir insan bu kadar mı kendinin parodisi haline dönüşür?”
-
*
Bak, sevgili Ahmetçiğim...
-
Allah izin verirse 8 Nisan günü 78 yaşıma gireceğim.
-
O gün senden bir yaş günü mesajı bekliyorum.
-
Benim 80'ime merdiven dayamamın sana özel bir keyif vereceğine eminim.
-
Şöyle güzel bir Fransız lafı vardır:
-
“Kızdıklarımın mutsuz olması yetmez, bedbaht olmalı…”
-
Eminim seni çok mutlu eder…
-
Söz 60’ına girdiğin gün ben de sana aynı mesajı atacağım.
-
*
Şimdi gırgırı bırakıp asıl meseleye gelelim.
-
Önce şunu bilmeni isterim; hayatımda hiç korkmadığım şey kendi kendimin parodisi olabilmektir.
-
Mizahı severim, komik olmaktan da korkmam.
-
Yaşım büyüdükçe cesaretim de artıyor.
-
*
Bak, sen de 60’ına merdiven dayadın.
-
Saçları öyle öne boşaltmak o yaşta bir erkeği pek kurtarmıyor.
-
Dur ona da geleceğim ama önce şu yazımla ilgili konuyu bir halledelim.
-
Dikkat ettiysen senin için, yazımı “görmüş” dedim, “okumuş” demedim.
-
Önce onu bir izah edeyim.
-
*
Bak koskoca bir gazetenin genel yayın yönetmenisin.
-
Vazgeç artık şu 15 yaşındaki sosyal medya bağımlısı çocuk triplerinden.
-
Fena alıştın bu X’e bakıp üç beş cümle üzerinden kağıt üzerine kopya çekmeyi.
-
Üç paragraflık yazı okumaya bile tahammülün kalmadı.
-
Sadece başlığa bakıp saldırıyorsun ona buna.
-
*
Belli ki benim yazımın da sadece başlığını okumuşsun ve döşenmişsin bana...
-
İki paragraf aşağı gidebilseydin şunu görecektin; bunları söyleyen ben değilim kardeşim.
-
New York Times gazetesi.
-
Senin gazeten gibi değil. Dünyanın en prestijli gazetelerinden biri…
-
Kamu ortaklığı gibi fonlardan falan çöplenmiyor.
-
Reji odalarına, yazı işleri masasına oradan buradan telefon gelmiyor.
-
*
12 milyon paralı abonesi var.
-
Genel yayın yönetmeni de senin gibi sadece üç cümlelik sosyal medya paylaşımlarını ve başlıkları görüp gazete yapmıyor.
-
Yani ekibi okumuş, incelemiş, inceletmiş ve tam sayfalık o koskoca yazıyı yayınlamışlar.
-
İşte o gazete anlatıyor 45-60 yaş kadınını…
-
*
Adresin yanlış.
-
Ben işte o gazetede çıkan bir yazıyı anlattım sadece.
-
Yani….
-
“Don’t shoot the pianist” kardeşim.
-
Kendini üç satırın üzerine geçemeyen bir kültüre hapsettiğin için , gidemiyorsun oraya kadar ve sonunda işte böyle madara oluyorsun.
-
Söyle bakim şimdi kim kimin parodisi…
-
Hani seçim gecesi halini sosyal medyada çok güzel TT parodisi yapmışlardı ya, işte o geldi bugün seni okurken gözümün önüne…
-
Muppet Show’da balkondan guruldayan iki ihtiyardan sağdaki gibisin vallahi.
-
*
-
Gelelim 45-60 yaş kadınına ettiğin hakarete…
-
Resmen alay ediyorsun…
-
21’inci yüzyılda bu nasıl bir kültürdür kardeşim?
-
Hadi kadınlara saygın yok, kendi yaşındaki erkeğe saygılı ol bari.
-
Sen de X kuşağı erkeğisin yahu…
-
Aynı yaştasın alay ettiğin o kadınlarla…
-
Ah, keşke sen de bir duyabilsen onlar senin hakkında ne düşünüyor diye…
-
*
Bak bu konuda savaşı kadınlara bırakmam…
-
Savaşırım seninle. Çünkü üzerine iki kitap yazdım o kadınların.
-
*
Sana gelince…
-
Öyle bir yaştasın ki…
-
Orta yaş krizi diyeceğim ama o yaşı şimdiden geçmişsin.
-
Yakın, çok yakın gelecek sana iyi şeyler vadetmiyor.
-
*
Yarın 60 mı…
-
Böyle yazmaya devam edersen Nişantaşı’nda yaşlı, flörtöz halinle bir masaya oturduğunda o yazılar yapışır paçana…
-
“Hadi yürü git dede” derler ve o çok sevdiğin Ahmet Hamdi Tanpınar tripleri de kurtaramaz seni.
-
Hayallere dalarsın, kaybolmuş o eski güzel Çınaraltı günlerinle baş başa kalırsın.
-
Üç beş yaşlı edebiyat nostaljiğinden başka kimse bakmaz yüzüne vallahi…
-
Yani bulaşma X kuşağı kadınlarına…
-
*
Son bir tavsiye…
-
Yazımı başlığında bırakmayıp sonuna kadar okusaydın, bir kelime var onu da görürdün.
-
“Homo sersemus”
-
İşte, o tip erkeklerle aynı otobüse binme kardeşim.
-
Hürriyet genel yayın yönetmenine yakışmaz.
-
Bilirim benim gibi sen de kadınları seversin. Sana da uymaz…
-
*
Bir de kendi kendinin parodisi olmaktan sakın korkma.
-
Zaten öylesin.