Bunun üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı KDV oranlarının artırılmadığını, yanlış uygulamalarla vergi kaybına sebebiyet verilen durumlara açıklık getirildiğine dair bir “Basın açıklaması” yapmıştı.
Gerçekten de dikkatli okunduğunda tebliğin bir vergi artışı getirmediği, oranı yüzde 10 belirlenerek KDV dahil fiyat tespit edilen hizmet işletmelerinin fatura veya fişte KDV yüzde 1 hesaplanarak vergi kaybına sebebiyet verilen olaylardan söz edildiği anlaşılıyordu. Basın açıklaması da bunu teyit ediyordu.
TEBLİĞ’DEKİ BOŞLUKLAR YANLIŞ ANLAŞILMAYA NEDEN OLUYOR
Lakin örneklerin tamamından tek iş yapan hizmet işletmeleri tarif edilmişti. Örneğin birinde kahvehane, birinde lokanta, birinde pastane ve bir örnekte de büfe işletmesi üzerinde uygulama açıklanmıştı. Gelgelelim ki bütün hizmet işletmeleri öyle tebliğde açıklandığı üzere tek düze değil ki. Farklı farklı çeşit çeşit hizmet işletmesi var. Ezcümle alım satım işleri ile hizmet işletmeciliğinin aynı mekanda icra edildiği durumlara bir örnek verilmemişti. Bu durumda iki ayrı faaliyet olduğuna göre hangi oran uygulanacaktı?
Bir örnekle somutlaştırmak gerekirse market, kasap, büfe gibi işletmelerin yaz aylarında; ek olarak mevsimlik ve geçici olarak yaptıkları mevsim sonunda tamamen bıraktıkları işlerde KDV oranı ne olacaktı? Mevsimlik yapılan pişirme işindeki yüzde 10 KDV oranı yılın tamamında yapılan market, büfe ve kasap için geçerli bir hal alacak mıydı? Bu örnekler artırılabilir.
BOŞLUK OLUNCA YÜKSEK ORANIN UYGULANMASI İSTENİYOR
Tebliğde, bu tarz market, büfe ve kasaplarda KDV oranının değiştiğine dair bir hüküm yoktu ama sahada yapılan vergi denetimlerinde tüm satışları yönünden KDV oranını yüzde 10 uygulamaları isteniyordu. 8 Haziran 2024 tarihli yazsında Oda TV Yazarı Yusuf ileri da konuyu gündemde tutmuştu, Aslında . Yüksek bir maliyet getiren bu uygulama haksız rekabet yaratıyordu. Konunun yargıya taşınacağı kaçınılmazdı. yazının etkisi maliyenin bu uygulması na esnaf yargıya başvurdu Öyle de oldu.
KONU YARGIYA TAŞINIYOR
Bir mükellef konuyu yargıya taşıyor. Zonguldak Vergi Mahkemesi’nin 9 Nisan 2025 tarihli ve E:2025/18, K:2025/244 sayılı kararına konu olan olayda mükellefin 12 ay boyunca kasaplık yaptığı mevsimlik olarak de kuyu kebabı sattığı ve mevsim sonunda kuyu kebabı işini terk ettiği anlaşılıyor. Uyuşmazlık mahkeme kararında şöyle ifade ediliyor:
“Uyuşmazlıkta; davacının aynı iş yerinin bir bölümünde kasaplık faaliyeti kapsamında çiğ et satışı yaptığı, diğer bölümünde ise kebapçılık faaliyetiyle kuyu kebabı satışı yaptığı, taraflar arasında bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın her iki faaliyetin bir arada yürütülmesi esnasında çiğ et satışı kapsamında alınacak katma değer vergisi oranından kaynaklandığı anlaşılmaktadır”
VERGİ MAHKEMESİ İKİ FARKLI FAALİYET VARSA MEKAN ÖNEMLİ DEĞİL DİYOR
Hüküm fıkrası ise şöyle kuruluyor:
“Kebapçı olarak belirtilen yerlerde yapılan hizmetlerde yüzde 10 oranında katma değer vergisi uygulanacağı, birden fazla faaliyetin bir arada yürütülmesi halinde ise mevzuatta tüm faaliyetler için tek bir oran veya yüksek olan oran üzerinden katma değer vergisi uygulanacağına dair bir düzenleme bulunmadığı açık olup, davacının kasaplık faaliyeti kapsamında çiğ et satışından yüzde 1, kebapçılık faaliyeti kapsamında yaptığı satışlarda da yüzde 10 oranında ayrı ayrı katma değer vergisi uygulaması gerekirken kasaplık faaliyetiyle ilgili olarak yüzde 1’i aşan oranda (yüzde 10) katma değer vergisi uygulanmasında hukuka uygunluk görülmemiştir”
VERGİYE İLİŞKİN YARGI KARARLARININ OLAYA MAHSUS OLDUĞUNU UNUTMAYALIM
Vergicilikte yargı kararları dava konusu olan olay ve işlemi bağlıyor. Karar, emsal teşkil etmesi ve kaynak oluşturması açısından önemli lakin başka mükellefler ve işletmeler yönünden bağlayıcılığı yok. Benzer durumlar yaşayan mükelleflerin tıpkı Zonguldak Vergi Mahkemesi’nin kararına konu olan davayı açan mükellef gibi ihtirazi kayıtla beyanda bulunup dava açmaları gerekiyor.
Bir kez daha belirtelim. Bu karar küçük işletmeler yönünden önemli. Zira büyük hizmet işletmelerinde geniş alan olduğu için her faaliyet yönünden ayrı bir mekan oluşturmaları mümkün. Ancak küçük alanlarda böyle sınırlar çizmek duvarlar örmek ayrı kapılar açmak mümkün olmuyor. Bu karar, tebliğin ruhunu ortaya koyarak küçük işletmelere nefes aldırıyor; ekmek kapılarını açık tutmak gibi bir işlev görüyor.