İtalyan ekonomist Prof. Alberto F. Alesina (1957-2020), Harvard Üniversitesi’nde siyaset ve kültür ekonomisti olarak çalıştı. Modern siyasi ekonomi alanını neredeyse tek başına kurdu. Nobel ödülüne aday gösterildi…
Sert kemer sıkma politikalarını savunduğu için hayli eleştiriler aldı ama konumuz bu değil…
Prof. Alesina, (siyasi liderlerin motivasyonu gibi) aynı alanda çalışan Prof. Allan Drazen ile 1991 yılında ortak araştırma yayımladı.
Konu, son dönemlerde sıklıkla yaşadığımız ekonomik istikrar politikalarının uygulanmasındaki gecikmelerin siyasal iktisat perspektifiyle açıklanması…
İki araştırmacı, -Türkiye gibi- hiperenflasyona yakın veya kamu borcunun sürdürülemez hale geldiği ülkelerde, gerekli mali disiplinin neden geciktiğini anlamaya çalıştı.
Temel mesele şuydu:
İstikrar paketinin getireceği yükler, kimler/hangi sınıf tarafından taşınacaktı?
Devam edeyim:
İKTİDAR ZENGİNLERİ TEPKİLİ
Yeni Şafak’tan Türkiye gazetesine kadar iktidara yakın yayınların hedefinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek var. Gazeteler, faizlerin hızla düşürülmesini istiyor. Sanırım yeni faiz kararının açıklanacağı 24 Temmuz'a kadar sürecek bu muhalif yayınlar…
Burada da Alesina-Drazen çalışması karşımıza çıkıyor; ekonomik krizin faturasını kimler ödeyecek? AKP iktidarının zenginleri “biz ödemeyiz” diyor…
Eee kim ödeyecek? AKP iktidarını sıkıştıran da bu soru: Farklı toplumsal kesimler -emekçiler, sermaye sahipleri, kamu çalışanları, emekliler- reformların maliyetinin kendi sırtlarına yüklenmesini haklı olarak istemiyor.
Siyasi iktidar ise bu kesimlerin rızasını kaybetmekten korktuğu için radikal kararlar alamıyor. Öyle ya sürecin sonunda seçim sandığı var.
İktidar bunun yerine kısa vadeli önlemlerle zaman kazanmaya çalışıyor: Zamlar, geçici vergi artışları, faiz gibi araçlarla “istikrar” görüntüsü vermeye çalışıyor. Ancak bu, sürdürülebilir değil.
Ekonomi kötüleştikçe, sonunda bir taraf pes etmek zorunda kalacak: AKP zenginleri gibi halk da yükü omuzlamak istemiyor!
Evet, AKP iktidarı sıkıştı, çaresiz kaldı; enflasyon, büyüme rakamları istenilen düzeye gelmiyor, Türk lirası reel olarak değer kaybediyor, piyasada güvensizlik sürerken buna sokakların, meydanların politik muhalefeti eklendi.
AKP iktidarı ağır ekonomik sorunu çözemediği gibi bir de buna CHP ve belediyeler ile yaşadığı siyasi krizi ekledi!
Keza: Sorunları dile getiren Fatih Altaylı’dan Timur Soykan’a gazetecilere ağır baskı uyguluyor…
Tüm bunlar tam da Alesina ve Drazen’in tanımladığı türden siyasal tıkanmaya işaret ediyor…
Bakalım kim kazanacak? Geçen cuma ABD’de halk kaybetti! Şöyle:
“BİG BEAUTİFUL BİLL”
Neoliberalizm çökerken arkasında enkaz bırakıyor.
ABD kendini kurtarmaya çabalıyor. ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen ve 4 Temmuz’da yasalaşan, “Big Beautiful Bill” (Büyük Güzel Yasa Tasarısı) olarak bilinen devasa altyapı ve sanayi politikası paketi, Alesina ve Drazen’in çerçevesiyle okunabilir.
ABD’deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki görüş ayrılığı, yalnızca harcamanın boyutu hakkında değil, aynı zamanda hangi sektörlerin ve sınıfların destekleneceği konusunda da oldu.
-Demokratlar, yeşil enerji yatırımları, sosyal harcamalar ve ulaşım altyapısı üzerinde ısrar etti…
-Cumhuriyetçiler, bu gider kalemlerinin vergi yükü ve kamu borcu üzerindeki etkisinden kaygı duydu…
Aylar süren müzakereler ve parti içi bölünmeler yasanın gecikmesine neden oldu. Ancak ekonomi yavaşlamaya, altyapı yatırımları ertelenmeye, tedarik zincirleri kırılmaya başladıkça, taraflar üzerindeki baskı arttı. Sonunda anlaşmaya varıldı. Bu yıl sona ermesi gereken bireysel vergi oranları uzatıldı. Bahşişlere bile vergi geldi! Böyle yüzlerce karar geçti… (Türkiye’de İklim Kanunu geçerken ABD’de tersi oldu; yenilenebilir enerji yerine fosil yakıtlar teşvik edildi!)
Bu uzlaşma, Alesina ve Drazen’in öngördüğü gibi, artık bir tarafın “bekleyemeyecek hale geldiği” noktada gerçekleşti.
Bu süreç, büyük ölçekli ekonomik reformların bile siyasal çıkar çatışmaları nedeniyle nasıl gecikebileceğinin güncel örneği olarak tarihe geçti…
Sonuç olarak, Amerika’daki “Big Beautiful Bill” yasası halkın sırtına yüklendi.
Ya Türkiye?
Ağır ekonomik buhran varken, iktidarın CHP ile bu derece karşı karşıya gelmesinin ülkeye yararı var mı?
Bu sorunların yükünü ileride çok ağır çekeceğiz.
Soner Yalçın